Pankreas Kanseri Tedavisinde Yeni Dönem

Pankreas Kanseri: Sessiz İlerleyen Tehlike
Pankreas kanseri, erken dönemde belirti vermemesi nedeniyle çoğu zaman geç fark edilen, son derece agresif bir hastalıktır. Beş yıllık sağkalım oranı sadece %10 civarında olup, dünya genelinde kanser kaynaklı ölümler arasında hızla üst sıralara yükselmektedir.
Kimler Risk Altında?
Pankreas kanserine yakalanma riskini artıran faktörler şunlardır:
- Aile öyküsü: Genetik yatkınlık önemli bir risk faktörüdür.
- Obezite: Sağlıksız beslenme ve kilo fazlalığı, hastalık riskini artırır.
- Tip 2 diyabet: Özellikle uzun süreli diyabet, pankreas kanseri ile ilişkilendirilmiştir.
- Sigara ve tütün ürünleri: Pankreas kanseri riskini en az iki katına çıkarabilir.
Tanı Nasıl Konulur?
Hastalığın erken evrelerinde belirti görülmemesi, tanının genellikle ileri safhalarda konmasına neden olur. Görüntüleme yöntemleri, hastalığın tespitinde ve cerrahi tedaviye uygunluk değerlendirmesinde kritik rol oynar:
- Kontrastlı Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Tümörün yerini ve yayılımını gösterir.
- PET/BT: Kanserin diğer organlara yayılıp yayılmadığını anlamak için kullanılır.
- Endoskopik Ultrason (EUS) ve Biyopsi: Pankreasa endoskopik yolla ulaşarak ince iğne aspirasyonu ile doku örneği almayı sağlar. Bu yöntem, kesin tanı koymak için altın standarttır.
Pankreas Kanseri Evreleri
Hastalar, tümörün durumu ve yayılımına göre dört ana gruba ayrılır:
- Cerrahi olarak çıkarılabilir tümörler: Tümör lokalizedir ve tamamen çıkarılabilir.
- Sınırda çıkarılabilir tümörler: Ameliyat mümkündür ancak ek tedaviler gerekebilir.
- Lokal ileri hastalık: Tümör, çevre dokulara yayılmış olup cerrahi mümkün değildir.
- Metastatik hastalık: Kanser, diğer organlara sıçradığı için cerrahi bir seçenek değildir.
Tedavi Yöntemleri
Pankreas kanseri tedavisinde en etkili yöntem cerrahi rezeksiyondur. Ancak hastaların büyük çoğunluğu tanı aldığında cerrahi şansı bulamaz. Tedavi seçenekleri şunlardır:
- Cerrahi (Whipple Ameliyatı): Erken evrede uygulanır, ancak hasta seçimi kritiktir.
- Kemoterapi: Cerrahi sonrası sağkalımı artırır, ameliyat olamayan hastalar için de temel tedavi yöntemidir.
- Radyoterapi: Bazı hastalarda tümörün küçültülmesine yardımcı olabilir.
Yeni Bir Umut: P-32 ile Lokal Tedavi
Ameliyat şansı bulunmayan lokal ileri evre, yani metastaz olmayan ancak ameliyat ile tümörün çıkarılma şansı olmayan hastalar için Avrupa ve ABD’de onaylanan yeni bir tedavi yöntemi, pankreastaki tümöre doğrudan yüksek doz radyasyon verilerek küçülmesini sağlamaktadır.
Bu tedavide, radyoaktif P-32 içeren mikropartiküller endoskopik ultrason rehberliğinde tümör içerisine enjekte edilir. Böylece çevre dokular zarar görmeden yalnızca tümör yüksek doz radyasyona maruz bırakılır. Bu yöntemin avantajları şunlardır:
- Tümörü küçülterek cerrahi şansı yeniden kazandırabilir.
- Kemoterapi ile birlikte uygulanabilir, tedavi süreci kesintiye uğramaz.
- Endoskopik biyopsi ile benzer şekilde yapıldığından hasta konforu yüksektir.
- Hızlı ve güvenilir bir yöntemdir.
Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı onayı alan bu tedavi, İstanbul Tıp Fakültesi’nde uygulanabilmektedir. Bu sayede, pankreas kanseri ile mücadelede hastalara yeni bir umut ışığı doğmaktadır.