FAPI PET
Kanser, normal hücrelerin kontrol dışı çoğalmasıyla başlar ve zamanla kontrolden çıkar, bu da ölümsüz hücrelerin oluşumuna yol açar. Ancak kanser hücreleri, büyümek ve yayılmak için uygun bir ortama ihtiyaç duyarlar, bu ortamı da mikro-çevre veya stroma olarak adlandırılan bağ dokusu, yağ ve kan damarları gibi destekleyici dokular sağlar.
Kanserle ilişkili fibroblastlar, bu stromayı oluşturan hücreler arasında önemli bir yer tutar. Bu fibroblastlar, tümör büyümesi için gerekli olan yapısal desteği sağlar ve bazı durumlarda bağışıklık sistemini baskılayarak kanser hücrelerinin yayılmasına yardımcı olabilirler.
Kanserle İlişkili Fibroblastlar: Tümörü Besleyen Hücreler
Fibroblastlar, vücudun en yaygın bağ dokusu hücreleridir ve yaralanma durumunda hızla devreye girerek iyileşme sürecini başlatırlar. Hücre yapışması, büyüme, göç ve farklılaşmada önemli roller üstlenen bu hücreler, doku onarımında kritik bir işlev görür. Ancak kanserde, bu onarıcı süreç kontrolsüz hale gelir ve tümör gelişimini destekleyen bir ortam oluşturur. Bu nedenle kanser, bir nevi iyileşmeye çalışan ancak hiçbir zaman iyileşemeyen bir yara gibi düşünülebilir
Kanserle ilişkili fibroblastlar (CAF’ler), tümör mikro-çevresinin yeniden şekillenmesini sağlayan, kanserin yayılmasını kolaylaştıran ve tedaviye direnç geliştirmesine neden olan hücrelerdir. Programlı hücre ölümüne (apoptoz) uğramadıkları için sayıları azalmaz ve tümör büyümesine sürekli destek sağlarlar. Aynı zamanda, yeni damar oluşumunu artırarak kanserin oksijen ve besin ihtiyacını karşılar, metastazları destekler ve kemoterapiye direnç gelişimine katkıda bulunurlar.
Tüm bu nedenlerle, kanserle ilişkili fibroblastlar son yıllarda hem görüntüleme hem de tedavi açısından önemli bir hedef olarak öne çıkmaktadır.
FAPI PET ile Kanser Tarama
FAPI PET, kanserle ilişkili fibroblastları hedef alarak geliştirilen bir görüntüleme yöntemidir. FDG PET’in bazı tümörleri görüntülemekte yetersiz kaldığı durumlarda FAPI PET daha yüksek duyarlılık sağlayabilir.
FAPI PET’in FDG PET’ten farkları şunlardır:
- Aç kalma gerektirmez: FDG PET’te aç kalmak gerekirken, FAPI PET için böyle bir zorunluluk yoktur.
- Diyabet hastalarında avantaj sağlar: FDG PET öncesinde kan şekeri düzeyinin düzenlenmesi gerekirken, FAPI PET’te bu gereklilik ortadan kalkar.
- Daha hızlı görüntüleme imkanı sunar: FDG PET’te enjeksiyondan sonra 60 dakika beklemek gerekirken, FAPI PET ile 10. dakikadan itibaren görüntüleme yapılabilir.
- Fizyolojik tutulum düşüktür: FDG PET’te beyin, kalp ve karaciğer gibi organlarda fizyolojik aktivite görülürken, FAPI PET’te bu tutulum oldukça düşüktür. Bu sayede tümörler yüksek kontrastla görüntülenebilir.
FAPI Hedefli Atom Tedavisi: Teranostik Kullanımı
FAPI’nin en önemli özelliği, yalnızca bir görüntüleme ajanı değil, aynı zamanda bir teranostik ajan olmasıdır. Yani hem tanı hem de tedavi amaçlı kullanılabilir.
68Ga-FAPI PET/CT ile tümörler görüntülenebilirken, 90Y-FAPI, 225Ac-FAPI ve 177Lu-FAPI gibi radyoaktif izotoplarla hedefe yönelik tedaviler uygulanabilir.
FAPI hedefli atom tedavisi, özellikle kemoterapinin yetersiz kaldığı ileri evre kanserlerde yeni bir tedavi seçeneği olarak umut vaat etmektedir. Önümüzdeki yıllarda, çeşitli kanser türlerinde radyonüklid tedavi seçeneklerini genişletme potansiyeline sahip bir yöntem olarak değerlendirilmektedir.